• BIST 100

    9195,31%0,19
  • DOLAR

    39,11% 0,04
  • EURO

    44,21% 0,11
  • GRAM ALTIN

    4151,10% 0,44
  • Ç. ALTIN

    6639,29% -0,23

Her 100 kişiden biri şizofren mi?

Her 100 kişiden biri şizofren mi?

SAĞLIK 24.05.2025 08:30:07 0
Her 100 kişiden biri şizofren mi?

24 Mayıs Dünya Şizofreni Günü. Şizofreni, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tüm dünyada 21 milyon kişiyi etkiliyor. Şizofreni, sanıldığı gibi nadir bir hastalık değil! Her 100 kişiden birinin yaşamı boyunca bu hastalanma riski var ve sadece genetik yatkınlıktan kaynaklanmıyor. Çevresel faktörler de büyük rol oynuyor.

İSTANBUL (İGFA) - Göçmen olmak, toplumda azınlık konumunda bulunmak, sosyoekonomik olarak dezavantajlı bir bölgede yaşamak bile şizofreni riskini artırabiliyor. Şizofreni, düşünce, algı, duygu ve davranışlarda bozulmalara yol açan kronik ve epizodik seyirli bir psikiyatrik hastalıktır. Genellikle ergenliğin sonları veya genç erişkinlik döneminde başlar.

Ancak hastaların en büyük sorunu, hastalığın kendisinden çok toplum tarafından damgalanmak! Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nden Prof. Dr. Alp Üçok, yıllardır şizofreni hastalarıyla çalışan bir uzman olarak bu konuda önemli uyarılarda bulunuyor:

“KİMSE İYİ ŞEYLER YAPTIĞIMIZI GÖREMEYECEK, TOPLUM BİZİ SADECE KÖTÜ HABERLERDE GÖRÜYOR”

Prof. Dr. Üçok; “Şizofreni, diyabet ya da hipertansiyon gibi kronik bir hastalık. Ancak bu tedavi edilemediği anlamına gelmiyor. Tedavisi mümkün ama toplumdaki önyargılar nedeniyle hastalar doktora gitmekten çekiniyor, tedaviye direnç gösteriyor. Prof. Dr. Alp Üçok, bir İngiliz hastanın “İnsanlar bizim iyi bir şey yaptığımızı asla göremeyecek. Çünkü biz sadece kötü haberlerle medyaya yansıyoruz.” sözlerinin çok anlamlı ve durumu en net ortaya koyan ifade olduğunun altını çiziyor.

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Alp Üçok; Şizofreni hastaları işinde başarılı olabilir, normal bir yaşam sürebilir. Ancak haberlerde ya da toplumda hep olumsuz örneklerle anıldıkları için, insanlar bu gerçeği göremiyor. Oysaki şiddet içeren pek çok olayın arkasında ruhsal bir hastalık bulunmuyor. Türkiye’de her yıl birçok kadın şiddete maruz kalıyor, öldürülüyor ama faillerin büyük çoğunluğu psikiyatrik hasta değil! Buna rağmen şizofreni hastaları haksız bir şekilde damgalanıyor.

ESRAR kullanımı VE çocukluk TRAVMAlrı; en önemli çevrwsel risk etkenlerinden

Şizofreninin görülme oranı yüzde 1, ancak ailesinde hastalık öyküsü olanlarda bu oran yüzde 10’a çıkıyor. Yani genetik faktörler etkili ancak tek başına belirleyici değil.

Prof. Dr. Alp Üçok, bu durumda en büyük risk faktörlerinden birinin madde kullanımı olduğunu belirtiyor:

“Esrar kullanımı dünyada yaygınlaşıyor ama zararları göz ardı ediliyor. İnsanlara tedavi için ilaç kullanmasını öneriyor, ‘Ben kimyasala karşıyım’ diyorlar ama esrarın içindeki kimyasalları bilmiyorlar.”

Esrarın yanı sıra, çocukluk çağı travmaları da şizofreni riskini artırıyor. Fiziksel ve duygusal ihmal, çocukluk döneminde maruz kalınan şiddet ya da cinsel travmalar, beynin strese tepkisini değiştirerek ilerleyen yıllarda psikoza yol açabiliyor.

Prof. Dr. Alp Üçok: Her yüz kişiden biri yaşamı boyunca bu hastalığa yakalanma riski taşır. Ancak hastaların ailelerinde görülme sıklığı yüzde 10'a çıkıyor. Yani her 10 hastanın 1'inin ailesinde hastalık görülüyor. Genetik mutasyon dediğimiz gen yapısındaki değişiklikler de hastalığa yol açabiliyor. Genetiğin bir rolü var ama çevresel faktörlerin de rolü var. En önemli faktör madde kullanımı. Maalesef esrar dünyada yaygınlaşırken esrarın zararlı olduğuna dair inanç da azalıyor. İnsanlara ilaç veriyoruz "Ben kimyasala karşıyım" diyor ama esrarın içinde kimyasal olduğunu bilmiyor. Fakat bazı kişilerde esrar kullanımını bıraksa bile psikoz devam ediyor. Ayrıca toplumda artan cinsel, fiziksel, duygusal travmalar. Bunlar yine çocuğun küçükken şiddete maruz kalması, cinsel şiddete maruz kalması, temel duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının ihmal edilmesi de depresyona yol açtığı gibi psikoza da yol açabiliyor. Bu vücudun verdiği hormonal tepkileri etkiliyor ve kortizol salımındaki miktar artıyor ve onu tehditten korumak için işleyen sistem artık kötüye çalışmaya başlıyor. "Çocukken sevgi görmedim" gibi ifadeler yaygın ama bunlar gerçekten ciddi boyuttaysa psikoz riskini arttırıyor. Artıyor mu dersek? Şizofreniye yol açan yaşam koşulları artıyor. Şiddet, madde kullanımı, büyük şehirlerde yaşamak bunlar şizofreniyi arttırdığı için şizofreni görülme oranı da artıyor olabilir. Buna paralel olarak dramatik bir artış yok. Çünkü tek bir sebebe bağlamak mümkün değil. Mesela varlıklı bir semtte düşük yaşam koşullarında yaşıyor olmak da şizofreni riskinde artışla ilişkili. Azınlık konumunda olmak, göçmen olmak, farklı bir dini veya etnik gruba sahip olmak kişide psikoz riskini arttırıyor. Bunun nedeni beyindeki gri maddenin daha ince olduğu görülüyor. Bunlar hep hormonal ve genetik değişiklikler. Olay sadece anneden babadan doğarken olanlar değil. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, eğitim eşitsizliği, azınlık olmak da risk etkeni olabiliyor. Yani şizofreni "Sevilmedi, ilgi görmedi, mutlu olamadı" gibi muğlak ifadelerle değil gerçekten net, ölçülebilir risk etkenlerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabiliyor.

BİLİMSEL GERÇEK: ŞİZOFRENİ TEDAVİ EDİLEBİLİR, HAYAT DEVAM EDER

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Erhan Yüksek, Dünya Sağlık Örgütü’nün gerçekleştirdiği ve 15 ile 25 yıl süren Uluslararası Şizofreni Çalışmasına dikkat çekiyor: çalışma, şizofreninin iyileşme potansiyeli yüksek bir hastalık olduğunu güçlü biçimde ortaya koymaktadır. Bu çalışma kapsamında 16 farklı ülkeden yüzlerce hasta, 15 ila 25 yıl boyunca takip edilmiş ve çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir.

Dr. Erhan Yüksek; “İyileşme, sadece semptomların kaybolması değil; kişinin üretken, anlamlı ve bağlantılı bir yaşam sürmesidir.”

Çalışmanın öne çıkan verileri şunlardı: Kolombiya'nın Cali kentinde deneklerin üçte ikisi takip sırasında tam zamanlı çalışırken, İngiltere'nin Nottingham kentinde deneklerin %60'ından fazlası tüm psikotik semptomlardan arındığı görülmüştür. İngiltere örneğindeki güçlü sonuçlarda; Özellikle Toplum Ruh Sağlığı Ekipleri’nin multidisipliner yapıda organize edilmesi ve uzun süreli takibi sağlaması önemli bir rol oynamıştır. Bu çalışmaya göre ilk dönemde iyileşmeyen hastaların bile %15 geç dönemde iyileşme göstermiştir.

İlaç tedavisi alan, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşayan bireylerin, güçlü aile bağları ve toplumsal destek sayesinde daha yüksek oranda işlevsel iyileşme gösterdiği görülmüştür.

Bu veriler, şizofreninin sadece biyolojik değil, sosyal bir hastalık olduğunu; doğru destekle iyileşme potansiyelinin çok yüksek olduğunu gösteriyor.

Şizofreni, dalgalı seyreden ve değişime açık, dinamik bir süreçtir. Bu çalışma, şizofreni hastalarının büyük bir kısmının zamanla belirtilerinden kurtulabildiğini, sosyal hayata dönebildiğini ve üretken bir yaşam sürdürebildiğini göstermektedir. Şizofreni ile ilgili olumsuz ön yargılar maalesef iyileşme öykülerinin bile paylaşılmasının önünde engeldir. Ancak bilimsel veriler artık çok daha net bir biçimde şunu söylemektedir: Şizofreni, doğru zamanda ve doğru şekilde ele alındığında, umut vadeden bir iyileşme süreci barındırır.

Sonuç olarak; şizofreni, toplumun yüzleşmesi gereken bir sağlık sorunudur. Tedavi edilebilir, iyileşme mümkündür, yaşam devam eder. Ancak damgalama ve önyargılar, bu süreci yavaşlatır.

ŞİZOFRENİ Belirtileri üç ana gruba ayrılır:

1. Pozitif Belirtiler (zihinsel işlevlerin bozuk çalışmasının sonucu olan belirtiler):

· Varsanılar (halüsinasyonlar): En sık işitsel halüsinasyonlar (sesler duyma)

· Sanrılar (hezeyanlar): Gerçek dışı, sabit inançlar (örneğin takip edildiğini düşünme)

2. Negatif Belirtiler (normal zihinsel işlevlerin eksik, azalmış biçimde çalışmasının sonuçları):

· Duygulanımda küntleşme (yüzdeki duygu ifadelerinin silinmesi)

· Sosyal çekilme

· Konuşmada fakirlik

3. Bilişsel Belirtiler:

· Dikkat dağınıklığı

· Bellek ve yürütücü işlevlerde bozulma

· Düşünce organize etmede güçlük

Psikotik dönem, hastalığın alevlenme evresidir. Bu dönemde birey;

· Gerçeklik algısını kaybedebilir,

· Olmayan sesleri duyabilir,

· Gerçek dışı düşüncelere kesin biçimde inanabilir,

· Çevreyle iletişimi bozulur.

Bu dönemde hasta korkulu, içine kapanık ya da ajite olabilir. Ancak tedaviyle çoğu zaman bu belirtiler gerileyebilir ve kişi işlevsel yaşama dönebilir.

Sakarya'da çölyak farkındalığına tatlı dokunuş

Artvin'de, kesinleşmiş 21 yıl 2 ay cezası bulunan şahsı JASAT yakaladı

Muğla'nın 13 ilçesinde temizlik seferberliği

Sağlıklı kemikler için bu meyveleri tüketin !

Konya Meram’ın şampiyonları belli oldu! 

İstanbul’a 4 yeni millet bahçesi! 428 bin metrekarelik yeşil alan İstanbul’a kazandırıldı

Balıkesir'de korkunç kaza! Direksiyon hakimiyeti kaybedildi!

KO-MEK 20. yıl ilçe sergileri Çayırova'da final yaptı

UKOME'den "Mehtap" ve "Büyük Ada" turları kararı

Gürsu Belediyesi, Eurodesk ödülünde Avrupa birincisi

'Osman Gazi' Karadeniz'e uğurlandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan tarihi fetih mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Süper Lig Şampiyonu Galatasaray’ı ağırladı

Mardinli miniklerin turnuva heyecanı

Avcılar gişelerinde serbest geçiş dönemi başladı

İBB'den İstanbul'da 150 yeni taksi plakası

2023 enerji hesapları açıklandı... Ekonomik faaliyetler enerji kullanımında önde

İzmir'de yaz öncesi yangın alarmı

Spor İstasyonları'nın ikincisi de açıldı 

Müzelerin ruhu Bornova’da hayat buldu

Kayıt dışı ekonomiye MEVA hamlesi... Bakan Şimşek düğmeye bastı!

FIFA kokartlı kadın hakem Türkiye'de ilke imza attı

Fahrettin Altun'dan İsrail’in İHH görevlilerine saldırısına kınama

MEB gastronomi ve aşçılıkta ödüllendirdi

Antalya Muratpaşalıların yüzde 94’ü memnun

BTÜ’lü gençler TEKNOFEST’e damga vurmaya hazırlanıyor

BALKANTÜRKSİAD üyeleri yaza eğlenceli başlangıç yaptı

3 Haziran'da pedallar geleceğe dönecek

Efes Selçuk’ta Kültürler Uluslararası Halk Oyunları Şenliği ile buluşuyor

Kurbanlık seçimi 'Tarım Cebimde' ile daha güvenli

Yükleniyor

Sakarya'da çölyak farkındalığına tatlı dokunuş

Sağlıklı kemikler için bu meyveleri tüketin !

Klinik yatırım araştırmaları artışta

Başarıya giden yol yastıktan geçiyor... Sınav günü uyku planı nasıl olmalı?

Regl döneminde hijyen neden önemli?

Sıvı ihtiyacında önce suyu tercih edin!

Bel fıtığı yaşı 15'e düştü!

Bursa Osmangazi'de kadınlara menopoz bilinci

Her 100 kişiden biri şizofren mi?

Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nde değişiklik

Bursa'da asırlık ağacın yaraları sarıldı

İzmir'de deniz dibinden 1,5 ton ağ çıkarıldı!

Bursa İnegöl'den ödüllü 'atık pil' kampanyası!

Manisa Soma 'Kara Duman' felaketini yaşıyor

TEMA Vakfı: Türkiye için zaman daralıyor, kömürden acilen çıkılmalı!

Antalya için felaket senaryoları... Çevresel ve sosyal yıkımlar vurgulanacak

Zeytin atıkları tekstile dönüşüyor

Plastik kirliliği ile mücadele için güçlü ses

Atıklar maharetli ellerde ‘sanat’ a dönüşüyor

Atıklardan oluşturulan sanat eseri Şile'de sergileniyor

2023 enerji hesapları açıklandı... Ekonomik faaliyetler enerji kullanımında önde

Kayıt dışı ekonomiye MEVA hamlesi... Bakan Şimşek düğmeye bastı!

Türkiye Şeker Fabrikaları'na yeni atamalar... Mehmet Tunçak da yönetimde

İhracat yüzde 7,8, ithalat yüzde 12,7 arttı

Sofralık zeytin ihracat rekoru kırıyor... Hedef 250 milyon dolar

Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu’nda değişiklik yapıldı

BOSAB'da Akyıldız dönemi

Kayseri Şeker, İSO 500 Listesi'nde Kayseri'nin zirvesinde!

Kocaeli’nin sanayi gücü: 79 firma ilk 500’de!

Türkiye'de ilk... Üretim tesisinden 7/24 canlı yayına başladı

KO-MEK 20. yıl ilçe sergileri Çayırova'da final yaptı

Müzelerin ruhu Bornova’da hayat buldu

BALKANTÜRKSİAD üyeleri yaza eğlenceli başlangıç yaptı

Çay hasadında çocuklarla gelenek bozulmadı

Sivil Toplum Kuruluşları, “Hayalimizdeki Gemlik” için buluştu

5'inci Felsefe ve Sağlık Sempozyumu'na geri sayım

İzmir Çiğli’de kadınların el emeği ürünleri görücüye çıktı

23. Ulusal Sinirbilim Kongresi DEÜ ev sahipliğinde başladı

Hollandalı öğrenciler Antikkapı’da staj yaptı

İzmir Bornova’da Güney Temiz’in adı ölümsüzleşiyor

Konya Meram’ın şampiyonları belli oldu! 

Mardinli miniklerin turnuva heyecanı

Spor İstasyonları'nın ikincisi de açıldı 

FIFA kokartlı kadın hakem Türkiye'de ilke imza attı

3 Haziran'da pedallar geleceğe dönecek

Konya Büyükşehir Belediyespor voleybolda son 8’de

Bilgievi kursiyerleri, voleybol maçında hünerlerini konuşturdu

Gençlik ve Spor'dan yeni 'hasılat' yönetmeliği... Bilet satışlarından hasılat payı!

Sıcacık bir kentte buz gibi bir hayal: Muratpaşa’nın küçük hokeycileri

Sakaryalı altyapı sporcularından 82 madalya

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 35 29 1 5 58 92
2.Fenerbahçe 35 25 4 6 50 81
3.Samsunspor 35 18 10 7 13 61
4.Beşiktaş 35 16 8 11 19 59
5.İstanbul Başakşehir 35 16 13 6 6 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 35 12 11 12 11 48
8.Göztepe 35 12 12 11 8 47
9.Kasımpaşa 35 11 10 14 0 47
10.Konyaspor 35 13 15 7 -4 46
11.Rizespor 35 14 17 4 -9 46
12.Kayserispor 35 11 12 12 -11 45
13.Gazişehir Gaziantep 35 12 15 8 -5 44
14.Antalyaspor 35 12 15 8 -23 44
15.Alanyaspor 35 11 15 9 -9 42
16.Bodrum FK 35 9 16 10 -13 37
17.Sivasspor 35 9 18 8 -14 35
18.Hatayspor 35 6 21 8 -24 26
19.Adana Demirspor 35 3 28 4 -58 1