Amasya evden eve nakliyat Artvin evden eve nakliyat Aydın evden eve nakliyat Balıkesir evden eve nakliyat Batman evden eve nakliyat Bayburt evden eve nakliyat Bingöl evden eve nakliyat Bitlis evden eve nakliyat Burdur evden eve nakliyat Çanakkale evden eve nakliyat

İpek Yolu ile gelen hastalık; Behçet

SPOR 03.09.2024 - 09:56, Güncelleme: 03.09.2024 - 11:31
 

İpek Yolu ile gelen hastalık; Behçet

Türk Oftalmoloji Derneği, Behçet hastalığının en çok görüldüğü ülkelerden birinin Türkiye olduğunun altını çizerek uyarılarda bulundu.
İSTANBUL (İGFA) - Türk Oftalmoloji Derneği Uvea-Behçet Birimi Başkanı Prof. Dr. F. Nilüfer Yalçındağ, “Behçet hastalığının tarihi İpek Yolu boyunca yaygınlaştığı düşünülüyor. Tarihi İpek Yolu, Akdeniz’in doğu kıyılarından başlayıp Hazar Denizi’nin güneyinden geçerek, Orta Doğu ülkelerinde sonlanmaktadır. Günümüzde hastalığın en sık görüldüğü ülkeler; Türkiye, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkeleridir. Bu ülkeler arasında da en sık ülkemizde görülmektedir. Hastalık kadın ve erkekleri eşit oranda tutuyor ve en sık 20-40 arası yaşlarda karşımıza çıkıyor. Genç nüfusu etkilemesi nedeniyle önemli bir hastalık. ” dedi. BEHÇET HASTALIĞININ BAŞLICA TUTULUM YERLERİNDEN BİRİ DE GÖZLER Yalçındağ sözlerine söyle devam etti: “Hastalığın kesin sebebi bilinmemekle birlikte, genetik bir zeminde, çevresel faktörlerin de etkisiyle geliştiği düşünülüyor. Behçet hastalığının sık görüldüğü ülkelerden daha nadir olarak görüldüğü ülkelere göç edenlerde, Behçet görülme oranı düşmektedir. Bu da çevresel faktörlerin Behçet hastalığında önemli bir yer aldığını destekliyor. Behçet hastalığı ağızda aftlar, genital ülserler, üveit ve bazı deri bulguları ile karakterizedir. Bunlar dışında eklemler, mide bağırsak sistemi, damarlar ve beyin de tutulabilmektedir. Behçet hastalığı için tanı koydurucu bir laboratuar bulgusu yok. Tanı klinik bulguların değerlendirilmesi ile konuluyor. Deri ve mukoza bulguları en sık görülen bulgular ve hastaların büyük bölümünde sistem tutulumlarından önce çıkar. Deri ve mukoza bulguları dışında hastalığın başlıca tutulum yerlerinden biri de gözlerdir. Behçet hastalığında göz tutulumu, klinik çalışmalarda  yüzde 50-70, epidemiyolojik çalışmalarda  yüzde 20 civarında bildirilmektedir. Ülkemizde yaptığımız çok merkezli bir çalışmanın sonuçlarına göre, tüm üveit hastalarımızın  yüzde 25’ini Behçet üveiti olan hastalar oluşturmaktadır. GENELLİKLE HER İKİ GÖZÜ ETKİLER Erkeklerde göz tutulumu kadınlardan daha sıktır ve daha ağır seyreder. Erkek hastaların yaklaşık olarak 2/3’ünde göz tutulumu meydana gelir. Göz tutulumu genellikle hastalık başlangıcından sonraki 2 ile 4 yıl içinde meydana gelir. Ancak Behçet hastalığı tanısı bazen göz hastalığının başlaması ile birlikte konulur. Bunun sebebi daha önceden mevcut olan ağızda aft gibi bulguların hastalar tarafından önemsenmeyip, hekime başvurmamalarıdır. Üveitli hastalarda iltihap belirtilerinin hızlı bir şekilde baskılanması ve kalıcı yapısal değişikliklerin oluşmasının önlenmesi için tedavinin derhal başlanması gereklidir. Tedavinin bir diğer amacı da atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak ve sonuçta hastanın görmesini korumaktır. Düzenli aralıklarla yapılan takip muayeneleri; hem hastalık belirtilerinin kaybolup kaybolmadığı, herhangi bir komplikasyon gelişip gelişmediği hem de ilaç tedavisinin şeklinin, dozunun ve yan etkilerinin belirlenmesi açısından önem taşır.
Türk Oftalmoloji Derneği, Behçet hastalığının en çok görüldüğü ülkelerden birinin Türkiye olduğunun altını çizerek uyarılarda bulundu.

İSTANBUL (İGFA) - Türk Oftalmoloji Derneği Uvea-Behçet Birimi Başkanı Prof. Dr. F. Nilüfer Yalçındağ, “Behçet hastalığının tarihi İpek Yolu boyunca yaygınlaştığı düşünülüyor. Tarihi İpek Yolu, Akdeniz’in doğu kıyılarından başlayıp Hazar Denizi’nin güneyinden geçerek, Orta Doğu ülkelerinde sonlanmaktadır. Günümüzde hastalığın en sık görüldüğü ülkeler; Türkiye, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkeleridir. Bu ülkeler arasında da en sık ülkemizde görülmektedir. Hastalık kadın ve erkekleri eşit oranda tutuyor ve en sık 20-40 arası yaşlarda karşımıza çıkıyor. Genç nüfusu etkilemesi nedeniyle önemli bir hastalık. ” dedi.

BEHÇET HASTALIĞININ BAŞLICA TUTULUM YERLERİNDEN BİRİ DE GÖZLER

Yalçındağ sözlerine söyle devam etti: “Hastalığın kesin sebebi bilinmemekle birlikte, genetik bir zeminde, çevresel faktörlerin de etkisiyle geliştiği düşünülüyor. Behçet hastalığının sık görüldüğü ülkelerden daha nadir olarak görüldüğü ülkelere göç edenlerde, Behçet görülme oranı düşmektedir. Bu da çevresel faktörlerin Behçet hastalığında önemli bir yer aldığını destekliyor. Behçet hastalığı ağızda aftlar, genital ülserler, üveit ve bazı deri bulguları ile karakterizedir. Bunlar dışında eklemler, mide bağırsak sistemi, damarlar ve beyin de tutulabilmektedir. Behçet hastalığı için tanı koydurucu bir laboratuar bulgusu yok. Tanı klinik bulguların değerlendirilmesi ile konuluyor. Deri ve mukoza bulguları en sık görülen bulgular ve hastaların büyük bölümünde sistem tutulumlarından önce çıkar. Deri ve mukoza bulguları dışında hastalığın başlıca tutulum yerlerinden biri de gözlerdir. Behçet hastalığında göz tutulumu, klinik çalışmalarda  yüzde 50-70, epidemiyolojik çalışmalarda  yüzde 20 civarında bildirilmektedir. Ülkemizde yaptığımız çok merkezli bir çalışmanın sonuçlarına göre, tüm üveit hastalarımızın  yüzde 25’ini Behçet üveiti olan hastalar oluşturmaktadır.

GENELLİKLE HER İKİ GÖZÜ ETKİLER

Erkeklerde göz tutulumu kadınlardan daha sıktır ve daha ağır seyreder. Erkek hastaların yaklaşık olarak 2/3’ünde göz tutulumu meydana gelir. Göz tutulumu genellikle hastalık başlangıcından sonraki 2 ile 4 yıl içinde meydana gelir. Ancak Behçet hastalığı tanısı bazen göz hastalığının başlaması ile birlikte konulur. Bunun sebebi daha önceden mevcut olan ağızda aft gibi bulguların hastalar tarafından önemsenmeyip, hekime başvurmamalarıdır.

Üveitli hastalarda iltihap belirtilerinin hızlı bir şekilde baskılanması ve kalıcı yapısal değişikliklerin oluşmasının önlenmesi için tedavinin derhal başlanması gereklidir. Tedavinin bir diğer amacı da atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak ve sonuçta hastanın görmesini korumaktır. Düzenli aralıklarla yapılan takip muayeneleri; hem hastalık belirtilerinin kaybolup kaybolmadığı, herhangi bir komplikasyon gelişip gelişmediği hem de ilaç tedavisinin şeklinin, dozunun ve yan etkilerinin belirlenmesi açısından önem taşır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 5n2khaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

escort Ankara Sex hikayeleri Seks hikayeleri Porno izle