2 Kasım 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık sorunları üzerinden sol örgüt üyeleri, içerdeki hain işbirlikçileri, dış mihrakların maşaları,  FETÖ terör örgütünün kalemşorları ve nice devlet, millet düşmanı bir anda sosyal medya ve diğer yayın organlarında hızlı bir şekilde örgütlenip yalan haberler ve provokasyonlar ile alçakça Sayın Erdoğan’ın öldüğü haberlerini yayıp doların bir anda yükselmesinin fitilini ateşlediler. Bunların hemen akabinde merkezi Amerika’da olan Moody’s, Standart Poor’s, Fitch Group gibi küresel sermayenin tetikçisi olan bu kuruluşlar, Türkiye’nin kredi notunu eş zamanlı olarak düşürüp, döviz kurunda Spekülatif saldırıyı başlatarak Türkiye’nin dolar rezervinin elinden çıkartmasını planladılar ve  dünya arenasında Türkiye’nin yatırım için güven vermeyen ülke konumuna düştüğünü bildirdiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’ye karşı yapılan bu ekonomik tetikçiliği gördüğü için tam bir ekonomik bağımsızlık mücadelesine girdi ve Merkez Bankasının faiz indirimine gitmesi kararını aldı. Aynı eller bu kez de Merkez bankasının faiz indirimine gitmesi doların daha da yükselmesine yol açtığı algısını oluşturdular.  Doların her dakika ivme kazanmasını fırsat bilen başta FETÖ terör örgütünün kripto tetikçileri ve TKP, TİP gibi sol örgütler Erdoğan istifa diye sloganlar atarak gezi kalkışmasında olduğu gibi küçük gruplar halinde sokaklara inmeye başladılar. Tabii ki her zaman ki gibi hedef Erdoğan’dı. Gezi olaylarında, 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminde yapamadıklarını Amerika, İngiltere merkezli Yahudi sermayeli kredi derecelendirme kuruluşları üzerinden Spekülatif oyunlarla Erdoğan’ı köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Başta Erdoğan ve Türkiye’ye karşı dolar üzerinden yapılan ekonomik operasyonlarının amacı Türkiye’nin Erdoğan yüzünden ekonomik olarak battığı, Türkiye’nin geri dönüşü olmayan bir yola girdiği IMF’ e gitmekten başka çaresi kalmadığı gibi yalanlarla halkı sokağa döküp Gezi olaylarından daha büyük çapta kitlesel halk hareketi başlatıp Erdoğan’ı erken seçime zorlamaktı. Gezi olayları, 15 Temmuz hain darbe girişimi, Diyarbakır, Şırnak, Mardin eş zamanlı hendek çatışmaları, Suriye’nin kuzeyinden güney sınırlarımıza yapılan saldırılar, dolar üzerinden Türkiye ekonomisine saldırılar halen devam etmektedir. Siyonist devletlerin ve işbirlikçilerinin en büyük emelleri,Türkiye’nin gelecek yüzyıllarda önünü açacak, çağ atlatacak projelerini durdurmak ve engel olmaktır. Durdurmak istedikleri yatırım ve stratejik projelerin başında Akdeniz ve Karadeniz’de yapılan petrol/doğalgaz aramaları, beka meselesi için bulunduğumuz Suriye’den kargaşa, kaos ortamını hazırlayarak buradan çıkmamızı sağlayarak, bu bölgede sözde bir terör devleti kurarak Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek, S-400 hava savunma sistemlerini bahanesi ile F-35 Savaş Uçaklarını teslim etmemek, milli ve yerli savaş sanayindeki başarılarımıza engel olmak, Kanal İstanbul’dan vazgeçmemiz için tüm kirli oyunları devreye sokmaktır. Peki, bu kadar saldırının amacı ne?Erdoğan’sız ‘söz dinleyen, el pençe duran, IMF’nin kölesi olmuş eski Türkiye.’                  Ama şunu herkes bilsin ki bu kirli oyunlara  MİLLETİMİZ asla izin vermeyecektir.