Boşuna dememişler: Tebdili mekânda ferahlık vardır. İki eğitimci hocamızın, iki hemşerimizin davetleri ile iştirak ettiğimiz Bayramiç programı güzel intibalar bırakmanın yanı sıra nice güzel insanlarla tanışmamıza ve türlü güzelliklere de vesile oldu.  Muğla Sosyal Bilimler Lisesi Edebiyat Öğretmeni İsmail Zorba Gül Yürekli Sevdalar isimli denemelerden oluşan kitabı ile başladığı yayıncılık hayatına geçen yıl çıkardığı Kırksekiz’ in Yediverenleri isimli şehir yazıları ile devam etmişti. Bu yıl ise hikâyeleri okuyucuyla buluştu ve ilk hikâye kitabı, Yollarda Hüzün Bizi Bekler kitabı Çınaraltı Yayınları tarafından sevenlerine takdim edildi.  İsmail Zorba, Bayramiç’ de orta öğrenim öğrencilerine Okumaktan Yazmaya Tamamlanma Yolculuğumuz başlıklı söyleşisini yaparken izleyen öğrencilere de kitaplarından hediye etti. Gözlemlediğim kadarıyla İsmail Hoca’nın kitapları kendisinden önce Bayramiç’ li öğrencilere ulaşmış ve İsmail Hoca’yı karşılarında gören öğrenciler, bu vesileyle kitaplarını imzalatabilmek için uzun kuyruklar oluşturdular.   Adalet Bakanlığı bünyesinde görev yapan diğer eğitimci hemşerimiz İdris Koç ise eğitim camiasının yanı sıra diğer kurum ve kuruluşların da yakından takip ettiği bir isim. Yayınlanmış olan kitaplarında kişisel gelişim, görgü ve protokol kuralları gibi konuları işleyen hoca, bu yüzden Bayramiç’ de tabiri caizse hiç boş bırakılmadı. Yaptığı sunumlar sonrası gerek kitaplarını imzalatmak isteyenlerin, gerekse protokol kurallarıyla ilgili soru sormak isteyenlerin yoğun ilgisine tanık olduk.  Ülkemiz değişiyor değişmesine de değişmeyen pek çok şey de var tabii ki. Özellikle bazı alışkanlıklarımız pek de kolay değişebilecek türden değil.  Devlet yönetimi elbette bir takım kurallar ve kaideler gerektirir ki protokol kuralları da kamu görevlilerinin olduğu kadar hepimizin bilmesi veya en azından uyması gereken kurallardır. Ancak özellikle uzun yıllardır iktidar partisinde siyaset yapan siyasetçilerin, belediyelerin seçilmiş temsilcilerinin ve yerel yöneticilerin çok sık bu kuralları ihlal ettiklerine, kendilerini uyaran görevlilerle de itilaflar yaşadıklarına tanıklık etmekteyiz.  Unutulmamalıdır ki devlet yönetiminin yasal hükümlere göre örgütlenmesi ve işleyişinin de yasal kurallara dayalı olması, hukuk devleti olmanın olmazsa olmazıdır. Bayramiç, MERNİS Sistemi kayıtlarına göre İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’in doğduğu ilçe. Babası Tahir Efendinin 1873 ile 1877 yılları arasında Bayramiç Karşıyaka Caminde imam hatiplik yaptığı bilinmektedir. Sonraki yıllarda ise devrin en itibarlı medresesi olan Fatih Medreselerinden baş müderrisliğe kadar yükselip bu medresede üniversite hocalığı yaptığı, medreselerin tatile ayrıldığı Ramazan aylarında ise eski görev yeri olan Bayramiç’e gelip buradaki Karşıyaka Caminde halkı irşat ettiği ve mukabele okuduğu bilinir.   Mehmet Akif’in de ilk mukabeleyi Kur’an’dan sahifeler ezberleyerek Karşıyaka caminde okuduğu ve bu suretle hafızlığa da Bayramiç’te başladığı yazılı hatıratlarda anlatılır.   Bayramiç Kaymakamı Alper Taş, yaşının üzerinde gösterdiği olgunluk ve görev yaptığı ilçelerin sorunlarıyla ilgili yürüttüğü projelerle dikkat çekiyor. Eğitimde 3 Adım Modeli, genç kaymakamın üzerinde en çok durduğu ve izlediğim kadarıyla da bütün ülkeye örnek olup ses getirebilecek bir çalışma.  Kaymakamın özellikle eğitime göstermiş olduğu bu ilgiden en memnun olanların başında ilçenin enerjik Milli Eğitim Müdürü Mehmet Etik geliyor. Gününün büyük bölümünü okullarda geçiren Milli Eğitim Müdürünü ilçede tanımayan bir öğrenci yok gibi. Demek ki kurumlarımızın başlarında bulunan yöneticilerimizin mazeretlere sığınmaları dışında yapabilecekleri pek çok güzel işler de olabiliyormuş ve iki günlük Bayramiç gezisinde gerek Kaymakam ile gerekse İlçe Milli Eğitim Müdürü ve diğer okul idarecileri ile yaptığımız görüşmelerde bunun örneklerini görerek mutlu olduk. İdealist eğitimci arkadaşlarımızı, meraklı ve öğrenme azmindeki kamu görevlisi kardeşlerimizi görerek hoş intibalar edindik bu küçük ilçede.  Ortasından geçen Eski Menderes Çayı, ilçeyi sanki bizi Balkanlar’a, Üsküp’e, Saraybosna’ya götürüyor. Üzerindeki tarihi taş köprü Mostar’ın bir küçük örneği adeta. İlçe içindeki çınarlar da altında oturanlara huzur verdiği gibi bizleri de tarihimizin derinliklerine götürdü.  1700 metre rakımlara varan yüksekliği ve koca gövdesine sakladığı birçok canlı çeşidiyle Kaz Dağları, Bayramiç gibi birçok yerleşim yerinin de arkasına sığındığı koca bir dağ gibi nereye gittiysek bizi izlemekten bir an bile vazgeçmemişti.  Ferahlık bulduğumuz bir gezi olmuştu ama döndüğümüz günün akşamı Bartın’dan gelen acı, kara haberler yüreklerimizi kararttı. Bayramiç’ de bulduğumuz huzur, Bartın’dan gelen haberlerle yerini hüzne bırakmıştı.  Felakette sorumluluğu olanların bir an önce hak ettiklerini bulmaları ümidiyle, bir avuç kömür için bir ömür verenlere rahmet, yaslı ailelerine ise büyük sabırlar diliyorum.   Erdal ÇİL   cerdal48@gmail.com