Kendimi bildim bileli en az dört yılda bir, çok defa da yılda bir yeni bir Türkiye'ye uyandım ben.
Süleyman Demirel'in Türkiyesine, Bülent Ecevit'in Türkiyesine, Turgut Özal'ın Türkiyesi'ne, Tansu Çiller'in Türkiyesine, kabusu aratmayan Kenan Evren'in Türkiyesi'ne ve bitmek bilmeyen Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiyesine uyandım.
Her defasında her şeyin eskisinden çok daha güzel olacağına inanarak uyandım.
Millet olarak birlik ve beraberlik içinde insanca ve onurlu bir hayat süreceğimize inanarak uyandım.
Dünya ve siyasi görüşü, kimliği ve tercihi, hayata bakışı ve yaşam tarzı ne olursa olsun, laik, demokratik, hukuk devletinde eşit birer yurttaş olarak güven içinde, saygı, sevgi ve hoşgörü ile yaşayabileceğimize inanarak uyandım.
Emeğin ve alın terinin karşılığını tam olarak alacağımıza inanarak uyandım.
Gelişmiş ülkeler standartlarında bir gelirle sosyal ve ekonomik refaha kavuşacağımıza inanarak uyandım.
Herkesin biri ev, biri araba olmak üzere en iki anahtarı olacağına inanarak uyandım.
Gelişmiş ülkelerle arasındaki farkı kapatmış, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmış, bir dünya devleti olmuş Türkiye olacağımıza inanarak uyandım.
Halkımız ne karar verirse versin en doğrusudur diyerek, sandıktan çıkan sonuca saygılı olacağımıza inanarak uyandım.
Her uyandığımda içimde güzel duygularım, aklımda gerçeğe dönüşmesini istediğim hayallerim, müthiş bir enerjim ve heyecanım olurdu.
Şimdi ne mi oldu?
Her defasında duvara toslamaktan, her gelenin gideni aratmasından, artı değer beklerken elimizdekini de kaybetmekten, bizi biz yapan değerlerimizin yok olmasından, at izinin it izine karışmasından, hayallerimizin bile çalınmasından artık yoruldum.
Bugün 56 yaşındayım, bugün yine uyanacağım, bir kez daha yeni bir Türkiye ile karşılaşacağım.
Ama tek bir fark olacak.
Artık hiç bir şeyin iyi olacağına inanmıyorum.
Çünkü seçmen iradesinin sandığa yansıyacağına inanmıyorum.
Yirmi yıldır tek başına iktidar olduğu halde toplumsal barışı ve sosyo-ekonomik refahı arttıramamış iktidarın bundan sonra da başarılı olacağına inanmıyorum.
Yıllarca anamuhalefet partisinin başında olup on seçim kaybettiği halde hala daha demokrasi havarisiymiş gibi davranan birinin de başarılı olacağına inanmıyorum.
Beni hiç tasvip etmediğim halde bu iki kişiden birini seçmeye iten sisteme de inanmıyorum.
Evet, bugün yeni bir Türkiye'ye daha uyanacağım ve ant içiyorum ki;
Atatürk'ün çizdiği yoldan, ilke ve inkılaplarından asla ödün vermeyerek, aksini icra edenlere muhalif olmaya devam edeceğim.