Son 20 yılda Türkiye’de ne yapıldı? Her şeyi sattılar! Ancak AVM yaptılar! Ülkeyi tüketici bir toplum haline getirdiler!
Yukarıdaki söylemleri her yerde duymuşsunuzdur, ben de bu yazımda ülkemizde 20 yılda sanayi konusunda neler yapılmış, onlardan bahsetmek, ayrıca; Alış Veriş Merkezi (AVM) açmanın ekonomiye katkılarını da anlatmak istiyorum.
AVM’ler üretimin ve ticaretin son noktasıdır ve aslında bize hiç de yabancı değillerdir, tarihimizde kapalı çarşılar, bedestenler, iş hanları, pasajlar olarak karşımıza çıkar.
AVM’ler tüketimi arttırmış mıdır? Elbette arttırmıştır ve tüketim de beraberinde ürün üretimini zorunlu kılar, yani üretimi arttırmıştır, ürün üretimi, üretim de hammadde üretimini artırmıştır, tüm bunlar istihdamı arttırmaktadır.
Bu tür AVM’ler rekabeti beraberinde getirir, rekabet fiyat ve kalite avantajını sağlar, üretilen ürünlerin kalitesi artıp fiyatı düşünce de ihracat potansiyeli artar, ithalata olan talep azalır, fabrikalar ürettikleri ürünleri en kolay AVM’lerde satar.
Peki 20 yıl boyunca fabrikalar satıldı mı, kapatıldı mı, üretim bitti mi, her şeyi ithal eden bir ülke haline mi geldik? Gelin 20 yılda neler yapılmış bir göz atalım.
SATILDI DENİLEN FABRİKALAR
Türkiye'de Özal dönemiyle başlayan bir özelleştirme süreci vardır, bu süreç Erdal İnönü, Murat Karayalçın, Deniz Baykal, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller gibi her iktidar döneminde de aksatılmadan devam ettirilmiştir.
Burada amaç; tesislerin, fabrikaların işletmesinin satışıdır, yani mülkü, malzemeleri ve makineleri kiralamaktır.
Sözleşme zamanı bitince tekrar devlete geçmektedir, yani satılan hiçbir kurum, işletme kapatılmadı veya yurt dışına taşınmadı, burada önemli olan kaynak sağlanması ve işletme masraflarının devletin sorumluluğundan alınması, maliyetin düşmesidir.
"Herşeyi sattılar", "Bütün işletmeler satıldı" söylemleri, konuyu siyasi malzeme yapmak için kullanılan karalama kampanyasından söylemden başka bir şey değildir, iktidara karşı güvensizlik ortamı oluşturmak, oy devşirmek için yapılan propagandadan ibarettir.
Peki, sadece elde olanlar mı satılıyor, yeni bir fabrika, işletme, tesis yok mu? Biraz da ona değinmek istiyorum.
KURULAN FABRİKALAR
Son 20 yılda devlet desteğiyle ülkeye çok sayıda dev fabrika ve tesis kazandırıldı.
-Ankara’da Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi,
-İstanbul’da Avrupa’nın en büyük Tıbbi Atık Sterilizasyon Tesisi ve Türkiye’nin en büyük Biyoteknolojik İlaç Üretim Tesisi,
-Mersin’de Avrupa’nın en büyük ikinci tesisi olan yerli üretim Güneş Santrali,
-Aksaray’da Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Tesisi ve Türkiye’nin en büyük Biyogaz ve Elektrik Enerjisi Üretimi Tesisi,
-Samsun’da Türkiye’nin ikinci büyük Alüminyum Kablo Fabrikası,
-Konya’da Türkiye’nin ilk İnsansı Robot Fabrikası,
-Siirt’te dünyanın 3’üncü büyük Fıstık Fabrikası,
-İzmir’de Türkiye ve Balkanlar'ın en büyük Et Entegre Tesisi.
Bunlar son yıllarda açılan dev yatırımlardan sadece birkaçı...
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ
Türkiye’de şu anda Organize Sanayi Bölgesi (OSB) bulunmayan il kalmamış durumda.
-2002 yılında 192 OSB,
-2021 yılında 332 OSB,
-2003-2021 yılları arasında 161 OSB kuruldu.
OSB’lerde İşletme sayısı da;
-2002 yılında önce 11 bin 395,
-2021 yılında 55 bin 562, yani 2002’ye göre 44 bin 167 arttı.
Öte yandan tamirat ve imalatla uğraşan küçük işletmelerin yer aldığı sanayi sitelerinde de büyük yatırımlar yapıldı.
Geçen yılın sonuna kadar toplam 489 sanayi sitesi hizmete sunuldu.
Şu anda ülkede 22 endüstri bölgesi bulunurken, bu bölgelerin sayısının artması için de çalışmalar sürüyor.
İSTİHDAMDAKİ ARTIŞ
Organize Sanayi Bölgeleri, Sanayi Siteleri ve Endüstri Bölgeleri'ndeki istihdamı da arttırdı.
2021’de OSB'ler 200 bin yeni istihdam sağlayarak 2 milyon 290 bin kişiye ulaştı.
Sanayi sitelerindeki 96 bin 229 iş yerinde yaklaşık 481 bin kişi istihdam edildi.
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNİN FAYDALARI
1-Firmalar ortak çevre politikaları oluşturabiliyor,
2-İletişim materyallerinin ve planlarını gerçekleştirebiliyor,
3- Firmaların düzenli olarak bir araya gelmelerini sağlıyor,
4-Uygulamaya dönük eylemleri güçlendiriyor,
5- Farklı alanlarda üretim yapan şirketler aralarında proje geliştirebiliyor,
6- İşbirliği içerisinde ortak kararlar alınıyor,
7- Malzeme ve enerji verimliliği sağlıyor,
8- Çevre kirliliğini azaltıyor,
9- Ölçek ekonomilerini oluşturuyor,
10- Firmaların rekabet güçlerini artırıyor,
11-Doğal kaynaklar daha verimli kullanılıyor,
12- Kurulduğu şehri ve bölgeyi kalkındırıyor.
Bu arada Türkiye 2021 yılından itibaren ilk defa ilçe bazlı teşvik sistemine de geçti.
2021 yılında yatırımlarda devlet yardımlarına ilişkin yapılan düzenlemeyle il ve ilçeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarını azaltmak amacıyla ilçe bazlı teşvik sistemine geçildi.
Bu düzenlemeden 30 tane OSB pozitif etkilendi.
Bu OSB'lere yatırım yapanlar 1 Ocak itibarıyla OSB'nin bulunduğu ilin iki alt bölgesinin teşvik imkânlarından yararlanıyor.
Açıklayacak olursak; Bölgesel teşvik sisteminde 3'üncü Bölge'de yer alan bir şehrimizde yatırım yapacak vatandaşımız, yatırımını aynı ilin bir ilçesinde yaparsa veya 4'üncü Bölge'nin ilan edilen ilçesindeki bir OSB'de yaparsa 5'inci Bölge'nin yatırım teşvik imkânlarından faydalanabilecek.
2020'nin ikinci yarısında yatırımcılara bin 840 yeni sanayi parseli tahsis edildi.
Yani her şey yerli yerinde, azı yok fazlası var, sanayi var, kalkınma var.
Daha yapacak çok işimiz var.