Geçtiğimiz hafta içte ve dışta yine ekonomi gergin, siyaset agresif, toplum hareketliydi.
Dışta yaşananları bir kenara koyarsak, içte yaşanan manzara alım gücü iyice azalan vatandaşın çığlıkları oldu.
Siyasette bir teskere olayı yaşandıysa da, halkın bu duruma tepkisinin ne olduğu anlaşılmadı bile.
Artık iyice çarşı, pazara inen muhalefet liderleri esnafın ve torbası dolmayan insanların derdini dinliyor, yandaş medyanın bazı yazılı ve görsel organları bile bu haberleri boy boy veriyor.
Tabi, artık vatandaş kıymetli, şunun şurasında seçime ne kaldı ki, sandığın iki dakikalık kralı, koca bir ülkenin önümüzdeki beş yıllık liderini belirleyecek, belli olmaz, belki de çektiği tüm acılara rağmen mevcut iktidarın 20 yıllık ömrünü 25 yıla çıkaracak!
CHP, DEVA, İyi, Saadet, Gelecek gibi bir çok muhalefet partisinin yerel temsilcileriyle çok sık bir araya geliyorum ve hepsinin daha önce olmadığı kadar iki şeyden emin olduklarını görüyorum;
1. Ülkenin iyi yönetilmediğinden,
2. İlk seçimde iktidarın kaybedeceğinden ve/veya kendilerinin kazanacağından
Aslında bu durumu doğrulayan iki de obje var;
1. Tarafsız anket şirketlerinin iktidarın eridiğini gösteren sonuçları,
2. Özellikle İyi, Gelecek ve DEVA Partisi'ne üye kaydı artışları.
Geçtiğimiz hafta bu partilerden biri olan Gelecek Partisi Manisa İl Başkanlığı'nın çiçeği burnunda Başkanı Nurten Onultmak'ın yeni yönetim kurulu üyelerini tanıttığı, basın toplantısına katıldım, daha önce eski başkanla devir teslim törenine de katılmıştım.
Nurten Onultmak partisinin genel merkezinin atamasıyla göreve geldi, hem 'devir teslim', hem de 'yönetim tanıtım' toplantısında yanında Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ vardı.
Toplantıda konuşma yapan Onultmak da ülkenin içinde bulunduğu ekonomik duruma ve vatandaşın bu koşullarda adeta yaşam mücadelesi verdiğine, vurgu yaptı.
Öyle ki, alım gücü iyice düşen insanları görmenin içini acıttığını söyleyerek şu tespitini aktardı;
"Vira Bismillah diyerek yola çıktık, yeni ve inançlı bir ekiple çalışmaktan çok mutluyum, bugün bütün arkadaşlarımızın beyaz gömlek giymelerini rica ettim, bu bizim partimizin Eğitim Başkanlığı'nın uyguladığı temiz siyaset ilkesiyle bir duruşu sergileme modelidir aslında.
Evet, artık temiz siyaset zamanıdır, bu dünyada artık sevgi dili kazanacaktır ve biz kazanacağız. Bu ülke kendi sorunlarını çözebilecek liyakatli gençlere sahiptir. Oysa daha yakın zamanda 350 doktorumuz daha Flemenkçe öğrenerek yurt dışına gitti. Bu gidişle ameliyat olacak doktor bulamayacağız. Bu durum beni üzüyor. Kendi alış verişimi yapan biriyim, geçen gün markette tek bir yumurta alan kadın gördüm, içim acıdı, bu ülkede domatesin kilosuna 15 lira denmesi içimi acıtıyor. Ülkemiz her yönden çok daha iyi olabilir, bunun için gerekli akla da, güce de sahibiz, liyakatli yönetimlere sahibiz".
Evet, iktidar ekonomiyi raya sokma peşinde çare ararken, muhalefet de açlığın sınırındaki vatandaşa umut olmaya çalışıyor.
Gelecek'te İyi'leşip Deva bulur muyuz, onu bilmem!
Ama herkese acil şifalar dilerim.
Sağlıkla kalın.