Evet, sonunda bu da oldu, ülkemize beklenen saldırı dış güçlerden değil, iktidarıyla, muhalefetiyle orta yol bulamayan siyasi güçlerden geldi, memleket başsız kalma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Cumhur İttifakı adayının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söylüyor ve karşısında rakip görmek istiyor, Millet İttifakı ise Erdoğan'ın görev süresinin dolduğunu, bir daha aday olamayacağını, bunun Anayasa ve hukuka aykırı olduğunu belirtiyor.
Bu durumda birinin adayı yokken, diğerinin adayı da yok hükmünde oluyor, yani iki ittifak seçimlere akıllarda soru işaretleri bırakan hayalet adaylarla girmeye hazırlanıyor.
Bir ülke düşünün ki Anayasası bile her okuyan vatandaş tarafından net ve açık olarak anlaşılmıyor.
Her bir vatandaş dini, milli, siyasi veya diğer görüşlerine göre Anayasayı yorumlayabilir, A diye yazılanı B veya C diye okuyabiliyor, 2 kere 2 her zaman 4 etmiyor, 5 veya 6 olabiliyor.
Bildiğiniz gibi 2007 yılı öncesinde Cumhurbaşkanlığı seçimi doğrudan TBMM tarafından yapılıyordu, 7 yıllığına bir defalığına seçilen ve tarafsız bir konumda olan Cumhurbaşkanı ikinci defa aday olamıyordu.
Ancak 2007'de Abdullah Gül'ün adaylığı sürecinde yaşanan 367 krizi üzerine anayasa değişikliği yapılarak Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi uygulamasına gidildi ve görev süresi 5 yıla indirilen Cumhurbaşkanı'na 2 defa seçilme hakkı getirildi.
İş bu haldeyken Recep Tayyip Erdoğan'ın 3'üncü defa aday olması tabi ki büyük bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Şimdi sırasıyla Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı cephesi olayı nasıl değerlendiriyor ona bakalım;
TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk Cumhurbaşkanı olarak 2018'de seçildiğini ve bu yılki seçimin ise ikinci olacağını belirterek Erdoğan'ın tekrar aday olabileceğini öne sürüyor, yani Türkiye'deki yönetim sistemini referandum öncesi ve sonrası diye ikiye bölüyor.
Anayasaya hukukçuları ise Erdoğan'ın ikinci kez aday olması için TBMM'nin erken seçim kararı alması gerektiğini, aksi durumda aday olamayacağı yorumunu yapıyor.
Bu haliyle Erdoğan'ın adaylığı Anayasaya ve hukuka aykırı ise, karşısına çıkarılacak aday da bir o kadar Anayasaya ve hukuka aykırı olacak, yani biri meşru değilse diğeri de meşru olmayacak.
Millet İttifakı'nın hukuka uygun görmediği bir eyleme katkı sağlaması suç ortaklığı vasfı taşıyacak.
Hadi bakalım gelin çıkın işin içinden.
Yoksa memleket başsız kalacak.