Şimdi bir yıl boyunca bu sorunun cevabını arayıp duracağız, kahvehanelerde parklarda, caddelerde sokaklarda hep bunu konuşacağız.
20 yıldır iktidardaki AKP'nin lideri Recep Tayyip Erdoğan, yanına aldığı Türk siyasi tarihinin en köklü partilerinden MHP ve Lideri Devlet Bahçeli ile Cumhur İttifakı'nı bir kez daha yönetime getirmek için çoktan meydanlara çıktı.
20 yıldır rakibine alternatif oluşturamayan ve halkın güvenine de mazhar olamayan CHP ise birazdan anlatacağım garip gureba bir grupla ve adı henüz belli olmayan hayalet adayla meydanlara adım bile atamıyor.
Aday belirleyemeyen garip gureba grupta kimler var;
Hatırladığım kadarıyla 10 seçim kaybetmiş, sırtı yerden kalkmamış, güreşe de doymamış Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li eski başbakan Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, AKP'li eski bakan DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, AKP'nin de okulu Milli Görüş'ün yetiştirdiği eski belediye başkanı Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, MHP'li eski bakan İYİ Parti Lideri Meral Akşener, bir de tek oyu kendisinden alan Demokrat Parti başkanı Gültekin Uysal.
Eski kuşağa "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu", yeni kuşağa da "Alakaya çay demle" dedirten bu garip gureba gruba "Altılı Masa" da deniyor ve bu masa Millet İttifakı'nı oluşturuyor.
Özetle Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı adayını arıyor, soruyor, ama bir türlü bulamıyor, rakipsiz, emsalsiz, tek lider olarak gücüne güç katıyor.
Bu noktada seçimi kimin kazanacağı sorusu ilk cevabını bulmuş oluyor, tabi ki tek başına meydana çıkan ve ufalayacak rakip arayan Recep Tayyip Erdoğan.
Sorunun ikinci bir cevabı da var; o da oy kullanacak seçmenin istek ve arzusu.
Yani seçmen kimi istiyorsa o Cumhurbaşkanı olacak.
O halde seçmene bakalım, kimmiş, neymiş, kime oy verecekmiş!
Vay canına, seçmen yine aynı seçmen.
20 yıldır Türkiye'nin nüfus yapısında ve sosyal yaşamında karınca başı kadar bir değişiklik olmamış, bir arpa boyu kadar yol alınmamış.
Bakkal Hacı dede hala kasada oturuyor, dondurmacı Hamdi amca hala külahları dolduruyor, balıkçı Hasan abi, karpuzcu Kemal, tekelci Rıfkı işinin başında, apartman giriş katımdaki kunduracı, az ilerideki kebapçı, sokağın sonundaki nalburcu ve yanlarında çalışanlar aynı, müşterileri de hemen hemen hiç değişmemiş, aynı sokaklarda, aynı avm'lerde, aynı çarşı pazarda, aynı insanlarla karşılaşmaya devam ediyorum.
Toplum aynı, insanlar aynı, zihniyet aynı, oy verecekler aynı, meydandaki tek lider aynı, rakibi bile yok, en yakın rakibini 10 kere ezmiş, diğerlerini basiretsiz diye partisinden kovmuş, bir diğerini rakip olarak bile görmüyor.
Yani 2023 seçiminin sonucunu görmek için siyaset profesörü veya müneccim olmaya gerek yok, sonuç meydanda duruyor.
Aksi için bir mucize gerekiyor.