Faruk Saydam Ağabeyimiz 19. Dönem Manisa milletvekilliği yapmış bir büyüğümüzdür; Manisa’ da siyaset dünyasının duayen ismidir; kendisi 92 yaşında olmasına rağmen gündemi iyi takip eder, örnek bir belleğe ve enerjik kişiliğe sahiptir.
Kendisiyle bir süredir hatıralarını kaleme almak üzere görüşüyoruz; o söyler ben kaydederim, bazen teybe bazen not defterine; konu konuyu açar, bu sefer siyaset düşüncelerini yüzyıla yakın hayat yolculuğundaki tecrübelerini, birikimlerini harmanlayarak anlatır.
Bir gün bazı siyasetçilerin ‘SSK’ yı o batırdı’ diye eleştirdiği Kemal Kılıçdaroğlu’ yle ilgili bir hatırasını anlattı.
O yıllarda Faruk Saydam büyüğümüz ANAP Milletvekiliydi, Gurup Yönetim Kurulu üyesiydi. Bir gün Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili bir konu Özal’ ın Cumhurbaşkanlığı döneminde ANAP kurullarında tartışılmış.
Bu anlatacağım olay Faruk Saydam’ ın Kılıçdaroğlu’ yla yüzyüne bir görüşmesi değildi ancak Meclis kurullarında gelişen olayları canlı tanıklığıyla bugüne aktaran bir hatıradır.
Faruk Saydam anlatıyor:
‘’Ben ANAP Gurup Yönetim Kurulu üyesiydim. Bir gün SSK’ da bir bürokratın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’yla arasının iyi olmadığı konusunda bize bilgi ulaştı. Bazı görüşler bu bürokratın görevden alınması konusunda Özal’ ın talimatının beklendiğini ifade ediyordu.
Şimdi Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ nun dosyası hakkında Özal’ ın ne düşündüğünü ve söylediklerini tarihe not düşmek bakımından anlatmak isterim.
‘’Hani ‘SSK’ yı o batırdı’ diyenler var ya, bilmeyenlere söyleyeyim siyaset böyle bir şey değil, çünkü SSK’ nın görev zararlarına ilişkin sorumluluk siyasi iktidara aittir, nihayetinde bir bürokratın gelirler ve giderler konusunda genel bütçe kalemlerine etkisi ne olur ki!...
Kaldı ki Kemal Kılıçdaroğlu döneminde emeklilik yaşı bugünlere göre çok erkendi; sanırım kadınlarda 34-35, Erkeklerde 40-42 civarındaydı…
Neyse gelelim partide Kemal Kılıçdaroğlu ile dönemin bakanıyla görüş ayrılığına. Kılıçdaroğlu’ nun işe aldığı elemanlar ile siyasetin bazı taleplerini ‘kanuni olmadığı’ gerekçesiyle ret ettiği ve yapmadığı konusunda şikâyetler vardı.
Konuyu araştırdık, bir kısmı kendi bölgesinden, Tunceli’ den olmak üzere eleman almış ancak soruşturduk, hepsi ‘ehliyetliydi’ yani işe uygun kişiler olduğu belirtiliyordu. Bu durumda Kemal Kılıçdaroğlu haklıydı. Konu Cumhurbaşkanı Özal’a intikal etti; genel kuraldır, siyasetçi kendi yönetim orkestrasını kuracağı zaman beraber uyum içinde çalışma arkadaşlarını seçmelidir.
Özal ne yaptı biliyor musun; Kılıçdaroğlu’ nu görevden aldı evet; ancak onu bürokrasinin 2 basamak üstüne atadı, görevlendirdi; yani bir şekilde onu taltif etti. Bununla ilgili Cumhurbaşkanı Özal’ ın,
‘’Ben Kemal Kılıçdaroğlu gibi değerli ve namuslu bir bürokratı Demirel’ den emanet aldım -Onun döneminde de çalışmış ve Demirel’ in tavsiyesidir- dolayısıyla işini düzgün yapan böyle ehliyetli bürokratları korumamız elzemdir’ mahiyetinde bir bilginin bize ulaştığını hatırlıyorum.
Yani Kemal Kılıçdaroğlu Demirel zamanında da biliniyormuş, o sebepten Özal cumhurbaşkanı olunca bir sohbet esnasında ismi geçmiş; bize gelen bilgiye göre ‘Demirel’ in emaneti olan böyle namuslu-liyakatli bir bürokratın korunmasından yanayım’ şeklinde olmuştur.
Tarihe not düşmüş olalım.